İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Karacaören Köyünde Eğitim (15.10.2012)

Köyden bazı insanlar askerlik yaparken  okuma yazma öğrenirler;  çok nadir kişiler de o zamanlar Nahiye olan Kumluca’ya gider. Çevre köylerden Gödene’de eğitim başlayınca oraya da gidenler olur.  Cumhuriyet Döneminin ilk yıllarında Latin harflerine geçmeden önce Hacı Çöller sülalesinden Mustafa Efendi de köylüye Arapça ve Osmanlıca eğitimler verir.

Köyde ilk eğitim ise Eğitmenlik Sistemi ile 1943-1944 ders yılı döneminde başlar. Bu başlangıcın  şöyle bir öyküsü vardır. Komşu köy olan Çayiçi Köyü’nde Eğitmenlik,  1940-1941 yılında başlar. Bu köyün öğrencileri, Eğitmenleri Mehmet Ceylan ile birlikte Karacaören Köyü Kırkdirek Mahallesi’nde yapılan bir mevlit töreni yemeğine katılırlar. Sofraya otururken Karacaören köylüsü çocukları aralarına almazlar; Çünkü onlar okulludur. Bu durumu gören Çayiçi Eğitmeni Mehmet Ceylan’ın Kayın biraderi de olan Karacaören köylüsü İbrahim Gemici “benim köyümün çocukları bunu hak etmiyor” diyerek Aksu’da açılan Eğitmenlik Kurslarına katılır, kendini geliştirir ve 1943-1944 ders döneminde kendi köyünde, Karacaören köyünde eğitim vermeye başlar.

İlk yıl Asarderesi Mahallesi’nde Mehmet Sarpkaya (Hafız Mehmet)’nın evinin bir odasında, ikinci yıl ise Damdayası Mahallesi’nde o zaman Muhtar da olan Kazım Çiftcioğlu’nun (Kazım Ağa) evinde eğitim yapılır. Bu arada Köylü İncirağacı Mahallesi’ne kendi okulunu yapar. Üçüncü yıl yani 1945-1946 eğitim yılı döneminde artık Karacaören’de eğitim kendi okulunda başlar. Karacaören köyü kendi okulunu da en kısa zamanda tamamlamıştır. Bu okul binası, hiçbir ek yapılmadan sadece içinde yapılan tadilat ve bölmelerle 2005 yılına kadar eğitime devam etmiş,  halen de ayaktadır.

Bilindiği gibi Eğitmenler bir grup öğrenciyi alır ve o öğrencileri üçüncü sınıftan mezun ettikten sonra başka grubu eğitime alır. Onun için de bir sınıfta birkaç yaş gurubu bulunur. Karacaören Eğitmeni İbrahim Gemici, üç dönem, yani 9 yıl eğitimi sürdürdükten sonra 1951-1952 döneminde üçüncü öğrenci grubunu da mezun eder. 1952-1953 eğitim döneminde  artık köye bir  öğretmen atanır. Böylece Eğitmenlik dönemi sona erer.

1952-1953 döneminde gelen ilk öğretmen İsmail Kösem’dir. İsmail Kösem, 1951-1952 ders yılında Aksu Köy Enstitüsü’nün son mezunlarından olup Antalya Çakırlar’dandır. İlk Görev yeri Karacaören köyüdür. Okulda ilk yıl iki sınıf oluşturur. Sınıfın birisini önce Eğitmende 3. sınıfa kadar okumuş öğrencileri 4. sınıf yaparak, diğerini de yeni gelen öğrencilerden birinci sınıf yaparak oluşturur.

İkinci yıl yani 1953-1954 ders yılında ise 1., 2. ve 5’nci sınıf vardır. Bu okul, aynı zamanda Karacaören, Yenikışla, Finike Akçaalan ve Çayiçi Eğitmeni’nden mezun olan öğrencilerin de okuludur. Köyde daha sonraki dönemlerde 1966-1967 döneminde Karabük ve Kırkdirek , 1969-1970 eğitim döneminde Gürdek ile 1984-1985 eğitim döneminde Çayağzı İlkokulları açılır. Yine 1966-1967 eğitim yılında  Yenikışla,  1960-1961 eğitim yılında Çayiçi ve 1966-1967 eğitim yılında Akçaalan okulları açılır.

Uzun yıllar eğitim veren bu Karacaören  okullarından dan en son 2004-2005 eğitim döneminde İncirağacı kapanır. Karabük İlkokulu ise Kumluca’da devam eden nadir köy okullarından biridir ve halen  üçüncü sınıfa kadar öğrenci almaktadır.

Bilindiği gibi Eğitmenli Okullarda eğitmenlerin verdikleri cezalar çok konuşulur. Bizim köydede Eğitmenin ilk dönem öğrencilerine verdiği ilginç cezalardan birisi Şöyledir ;

Sınıfın en yaşlı ve en iri yapılı Öğrencisi Çamurlu Mahallesinden Hasan Özer (Yabacı Hasan) dır. En küçük ve ince yapılı öğrencisi ise Başalan Mahallesinden Mustafa Başalan(MustafaÇavuş) dır Eğitmen Yabacı Hasan’ı derse kaldırır. Sorduğu soruyu Yabacı Hasan bilemez. Birde sınıfın en küçüğü Mustafa Başalan’a sorar oda hemen bilir. Eğitmen ikisini birden tahtaya kaldırır ve sınıfın önüne diker. Yabacı Hasan’a kucakla Mustafayı der, Yabacı Hasanda iri yarı olduğu için Mustafa Başalan’ı hemen kucağına alır. Tabii herkes ne yapacağını merakla beklerken o Yabacı Hasan’dan şunu söylemesini ister;

“Ey arkadaşlar kucağımdaki şu küçücük çocuğu görüyormusunuz, Eğitmenimin sorduğu soruyu ben bilemedim ama kucağımdaki  bu küçücük çocuk bildi.” Demesini ister oda aynısını yapar.

Alışılagelmiş ağır cezaların yerine birde böyle yeni cezalar türer.