Altınyaka (Gödene) İlkokulu
Gödene’de 1938 yılında Gödene ve Civar köylerin imece ile yaptığı okul binası tamamlanmış ve 1938-1939 ders döneminde 43 erkek, 22 kız öğrencinin birinci sınıfa kaydı ile 5 sınıflı İlkokul açılmıştır. Bazı öğrenciler önceden okuma yazma bildiği için sınavla ikinci sınıfa alınmıştır. Bu durum da birden başlayıp hemen ikinci sınıfa atlayan Rüştü Ulutoy’un beyanından anlaşılmaktadır.
İlk Öğretmen Şerafettin Çelik’tir. Şerafettin Çelik’in tayini dolayısıyla köye öğretmen gelmez ve eğitime 1 yıl ara verilir. 1943-1944 ders döneminde Dere Köyü Çaltı mahallesinde 1932 Antalya Nehari Muallim Mektebi (Gündüzlü Öğretmen Okulu) mezunu Hilmi Oktay gelir ve okul İlk Mezununu o yıl verir.
Okul mezun vermeden önce bazı öğrenciler Aksu Köy Enstitüsü’ne giderler. O zamanlar 3’üncü sınıfı bitirenler Köy Enstitüsü’ne alınıyor olup 4. ve 5. sınıfı orada okuyorlarmış. Bu şekilde Nahiye Müdürü’nün iki kızı Seher ve Süheyla Güngör ile Jandarma Komutanı’nın kızı Ayşe Oral Aksu’ya giderler. Mahmut Işık ise o yıl erkekler alınmadığı için geri döner.
Aksu’ya arkadaşlarından birkaç ay geç giden Remziye Arıkan, 5. sınıfı bitirdikten sonra giden Mahmut Işık, Kadir Önder ve Mustafa Yiğit öğretmenlerimin kısa öyküleri şöyle;
Remziye ARIKAN (ÖNDER) : Kendisini 02.01.2013 tarihinde Antalya’da evinde ziyaret ettim. -O dönemlerde nasıl oldu da öğretmen okuluna gittiniz? diye sordum. O günlerin heyecanı ile anlattı Remziye öğretmenim: “Arkadaşlarım Seher, Süheyla ve Ayşe gidince ben de gitmek istedim ama Babam göndermedi. Çok üzülmüştüm. Bahar ayları geldiğinde bir gün babamın küçük kız kardeşimi okutmak istediğini anlatışını dinledim. Ben de beni niçin okutmadın diye yaygarayı kopardım. Ağlamalarıma dayanamayınca beni Aksu’ya götürdü. Arkadaşlarım orada 4. sınıfa başlayalı epey olmuştu. Beni bir sınav yaptılar ve 5. sınıftan okula aldılar. Bir ay gibi beşte okuduktan sonra mezun oldum. Kumluca’lı İki arkadaşım daha bizimle beraber olmuştu. Perihan Demet ve Melekper Özdemir. Perihan Demet’i genç yaşta elim bir hastalık sonucu kaybettik. Melekper ile ben Köy Enstitüsü’nden hızlandırılmış yaz kursları ile 1946 yılında mezun olduk.” dedi. Remziye öğretmenim 1946 yılında mezuniyetten sonra kendi köyüne tayin olur. Evlenince Finike’ye gider. Kumluca’lı olarak okuyan ilk bayan iki öğretmenden biridir.
Kadir ÖNDER: Kendisini 02.01.2013 tarihinde Antalya da evinde ziyaret ettim. Kadir Öğretmenim şöyle anlattı öğretmen oluşunu: “4. sınıfı bitirince öğretmen gitti ve öğretmen gelmeyince okul kapandı. Bizim de o dönemde en yakın gidebileceğimiz yer Kumluca. Oraya da zor gideriz. Biz başladık ev işlerine yardım etmeye bana umumiyetle öküz gütme görevi verilirdi. Tevfik Hafız’dan aldığım Arapça alfabeyi ve duaları öküz güderken ezberlerdim. Ertesi yıl okula Hilmi Oktay öğretmen geldi. Başarılı da bir öğrenci idim. Bana okulu bitirince ne yapacağımı sordu. Bende Hafız olacağımı söyledim. Herhalde Tevfik Hafız’dan etkilenmiştim. O da bana Tevfik Hafız zengin adam hafızlığı yapıyor. Senin baban ise onun yanında ortakçı dedi. O zaman ne yapayım öğretmenim dedim. Aksu’da yeni bir okul var oraya git benim gibi öğretmen olur devletten maaş alırsın dedi. Ben de olur dedim. Bir ara Aksu için gerekli evrakları getirdi ve birlikte doldurduk. Öyle itina ile doldurduk ki yedeği olmadığı için hata yapma şansımız yoktu. Sonunda 1944-1945 ders döneminde Aksu Köy Enstitüsü’ne başladım. Okul 5 yıl idi. Ama ben yaz okullarıyla birlikte 4 yılda yani 1948 yılında bitirdim ve Finike’ye atandım.” diye bitirdi kısaca Kadir Öğretmenim.
Mahmut IŞIK: Mahmut Öğretmenimi ziyaret ettiğimde 80 yaşın üzerinde idi ve kiraz ağacının başında kiraz topluyordu. Eskilerden çok konuştuk. O da kısaca şöyle anlattı öyküsünü: “ İlkokul 3. sınıfı bitirince kızlar Aksu’ya gidiyorlardı. Biz de heveslendik. Kızları aldılar bizi almadılar. Biz de okulu bitirince 3 yıl sonra gittik. Dördüncü sınıftan sonra bir yıl ara verilmişti. Onun için okulu bir yıl geç bitirdik. Ve 1949’da Aksu Köy Enstitüsü’nden mezun oldum. Yeniceköy’e (Mavikent) atandım. Gödene’den de emekli oldum.” diye anlattı Mahmut öğretmenim. Mahmut öğretmen 1949 yılında Yeniceköy’e atandıktan sonra sırasıyla Gerçen (Erentepe), Finike/Arif okullarında çalıştıktan sonra 1957’de askere gider. Asker dönüşü Kuzca ve Hızırkahya köyünde çalıştıktan sonra 1972 yılında kendi köyü olan Gödene’ye gelir. Oradan da 1983 yılında 34 yıllık öğretmenken emekli olur. Halen de Altınyaka’da yaşamaktadır.
Mustafa YİĞİT: Mustafa Öğretmenimi 03.10.2012 tarihinde ziyaret ettim. O da öyküsünü şöyle anlattı: “ Köyde biraz kalaycılıkta çalıştıktan sonra babam beni Finike’ye bir kalaycının yanına çırak verdi. Orada bir müddet çalıştıktan sonra köyde okul açıldığını duydum. Ama beni kalaycı bırakmadı o yıl okula gidemedim. 1939-1940 ders döneminde köye gelerek İlkokula başladım. Üçüncü sınıftan sonra bir yıl ara verildiği için okulu 1945 yılında bitirdim. Aksu Köy Enstitüsü’ne arkadaşlarım gittiği için ben de gitmek istedim ama babam göndermedi. Bir gün teyzemin kocası Antalya’ya gidiyordu ona yalvardım. Annem de isteyince beni götürdü. Babamın haberi olmadan gittik. Oraya varınca okula kaydolmama yardımcı oldu. Daha sonra Babamı da ikna ettiler. Böylece başlayan Aksu Köy Enstitüsü maceram 1950 yılında mezun olarak bitti. İlkokulda okurken çoğu zaman okula yalınayak gelirdim. Ayakkabı olmadığı gibi çarık bile bulamazdım.
Yaz aylarında köyün değirmeninde çalışarak okul harçlığımı buradan çıkarırdım. Oradaki görevim ise değirmene gelen su arkını (kanal) temiz tutmak, çalıların arkı kapatıp suyun başka yere akmamasını sağlamak. Akşama kadar o suyun içinde bir aşağı bir yukarı yalınayak gidip gelirdim.”
Mustafa Yiğit Öğretmenim hiç aklımdan çıkmayan bir anısını ise şöyle anlattı : “ Kadir Önder, Mahmut Işık ve ben köye gitmek için Aksu’dan çıktık. Yaya olarak Antalya’ya geldik ve Kadir Önder’in bir akrabasında misafir kaldık. Sabah erkenden kalkıp yola çıktık. Çandır üzerinden yaya olarak Altınyaka (Gödene)’ya gelecektik. Yolda acıkırız düşüncesi ile bir ekmek alalım dedik. O zamanlar şimdikinden bayağı büyük somun ekmekleri olurdu. Ama üçümüzün üzerinde bir ekmek alacak para çıkmadı. Ancak yarım ekmek alabildik. O zamanlar ekmekler yarım ve çeyrek olarak da satılırdı. Yolda köylülerden davet edenler oldu ve o ekmeğe fazla ihtiyaç kalmadı. Gece geliverdik köye.” diye tamamladı Mustafa öğretmenim öyküsünü. Ama bu bölümü anlatırken oldukça duygulanmıştı.
8 yıllık zorunlu eğitimin başladığı 1997 – 1998 ders yılından sonra okul birleştirilmiş sınıf olarak devam etmiş. 6,7 ve 8 nci sınıfları Ziya Gökalp Pansiyonlu İlköğretim Okuluna gönderilmiştir. Bu şekilde 2010 yılına kadar devam eden okul 72 yıl hizmetten sonra kapanmıştır. Ama Okul binası hala ayaktadır ve küçük tadilatla kullanılabilir durumdadır.
Altınyaka öğrenciler derste 1972
Altınyaka (gödene) Ortaokulu;
Altınyaka Ortaokulu Arşiv evraklarına ulaşamadığım için öğrencilerle ilgili gerekli bilgileri alamadım. 1975 yılında Müracaatlarla ilgili yazılar var. Bunun yanında Okulun açılırken ve kapanırken müdürlüğünü yapan aynı köylü Mustafa Özmen Öğretmenimle görüşmemizde: Eğitime İlk okul ile beraber aynı binada devam ettiklerini ve 1978-1979 ders döneminde açılan okulun 1985-1986 ders döneminden sonra kapandığını anlattı.