Eğitim yılı başlarken Okullara yapılan bağışlarla ilgili bir yazı yazmıştım. Okullara yapılan veya istenen bağışlarla ilgili eleştirileri haklı görmüş ama bazı eksiklik ve olayların da görülmesi gerektiğini vurgulamıştım. Derken aradan 4 ay geçti ve öğrencilerimiz karne aldılar. 15 günlük bir tatilden sonra tekrar ders başı yapacaklar. Onlara ve öğretmenlerimize iyi tatiller diliyorum.
Bu arada bir vatandaş olarak eğitimin ne kadar kötü yönetildiğini de görünce üzülüyorum. Eğitim bir devlet politikası olması gerekirken Ülkemizde hiçbir zaman böyle olmamış, adına milli eğitim denmiş ama hiçbir zaman öyle olmamıştır. Devlet değil Hükümet politikası bile olamamıştır. Yeni bir bakan gelince hep omdan bir şeyler beklenmiştir. Halada öyledir. Bu günlerde de bakan değişikliği olunca herkesin gözü yeni Bakan’a çevrilmiştir. Bakanlar aslında kanunları uygularlar. Yasaları değiştiremezler. Giden Bakanımız Ömer Dinçer’in genelgeleri Yasalardan üstündü. Örneğin; yasa okula başlama yaşı 60 ay diyor, arttırıp eksiltme için kimseye bir yetki vermiyor ama sayın Bakan bir genelge ile 66 aya çıkardım diyor. Demek ki bakan kendisini Meclisin üstünde görüyor.
Yine geçenlerde bakan imzalı Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen bir yazı gördüm. Gerçi bu yazı rutin yazılardandı. Ne diyordu yazıda; Karne parası almak yok, karne parası ödenekleri merkezden gönderilecek. Karneler dağıtıldı hani ödenek. Tabii bu tür beyanatlar devamlı yapılıyor. Bunun için küçük bir hesaplama yapma gereği duydum. Birazda mesleğim hesapçı olunca herhalde.
Nedir bu hesaplama; Kumluca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün internet sitesine girdim. Orada bir istatistik var. Kurum sayısı : 55, Derslik sayısı : 592, Öğrenci sayısı : 13.539, Öğretmen sayısı 791 Tabii burada sadece okulların derslikleri geliyor akla Halk Eğitim, Rehberlik araştırma, Çıraklık eğitim, Öğretmen evi, Okullardaki Laboratuvar, Kütüphane, Sosyal ve kültürel faaliyet odaları gibi bölümlerde katılınca 700 civarında hesapladım ben. Hemen bazı konuları araştırmaya koyuldum ve “MEB TAŞRA TEŞKİLATI OKUL/KURUMLARINDA (EÖH Sınıfı Hariç) DİĞER HİZMET SINIFI VE UNVANLARA GÖRE OLMASI GEREKEN KADRO SAYISININ BELİRLENMESİNE İLİŞKİN ESASLAR”la ilgili bir genelgesini buldum. Burada “Hizmetli kadroları; Taşımalı ilköğretim okulları ile birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan ilköğretim okulları hariç, tüm okul/kurumlarda derslik sayısı; 10’a kadar 1, sonra gelen her 10 derslik için 1 kadro daha verilmek suretiyle okulların hizmetli kadroları belirlenir. Yatılı veya pansiyonlu okul/kurumlarda pansiyondaki oda sayısı derslik gibi değerlendirilir. Ayrıca mutfak için 2, çamaşırhane için 2 kadro daha verilir.
İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde her bölüm için 1 kadro verilir. Öğretmen evlerinde ise
yatılı veya pansiyonlu okullarda uygulanan kriterler esas alınarak belirlenir.” Denilmektedir.
Bu duruma göre basit bir hesaplama yaptım. 700 derslik’e 70 hizmetli lazım. Kumluca Milli Eğitimde kaç Hizmetli var? 21 Kadrolu hizmetli var. Bunlardan 4 adedi 657 sayılı DMK’nunu 45 nci maddesine aykırı olarak memurluk ta çalıştırılıyor, 3 adedi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde geriye kalıyor 14 adet hizmetli. Yani 56 hizmetli açığı var. Tabii bu 10 derslik’e bir hizmetli olunca 10 dersliği bir hizmetli kaç saatte temizler o soru işareti. Ama öyle uygun görülmüş kabul edelim. Bu eksik nereden tamamlanacak. Okul Aile birlikleri dışarıdan tutacak. Bir kişinin asgari ücretten maliyeti nedir? Ay lık 1.200 TL. Yıllık 10 ayda 12.000 TL. 56 kişi ne yapar. 12.000 X 56 = 672,000 TL. bunun yanında 13.539 öğrenci var. Bunlara yazılılar ve öğretmenlerin vereceği diğer bilgiler için yıl sonuna kadar 50 fotokopi gerekse 13.539X50=676.950 fotokopi yapar. 676.950x tane 10kuruş= 67.950 Tl. Okulların eğitime hazırlanması boya tamirat v.s., Elektronik alet alımı ve tamiri gibi okulların tüm masraflarını katarsak Kumluca okullarına zaruri yıllık en az bir milyon yani bir trilyon para lazım. Bu para halktan yardım alınmazsa nasıl bulunacak. Elbette kayıtlardan karnelerden özel isteklerden para alınacak ki bu çark dönsün.
Tabii bu ülkenin vatandaşı olarak en çok üzüldüğüm konu ülke gerçeklerini göremeyen ve bu konular iletildiğinde siz halledersiniz deyip arkasından da Televizyonlarda vatandaştan para alınmayacak diyen kişilerin Milli eğitimin başında olması.